CUMHURİYETİN 100. YILI

• CUMHURİYETİN ANLAMI Sayın müdürüm, değerli meslektaşlarım, sevgili öğrenciler, veliler. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 81. yılını kutlamak üzere burada toplanmış bulunuyoruz. Edirne’den Ardahan’a üzerinde boz kanatlı üveyiklerin, şahbaz şahinlerin süzüldüğü. Birçok uygarlığı bağrında barındırmış, medeniyetler eşiği, dört mevsimin bir arada yaşandığı, Her şeyi ile kendine yetebilen nadir toprağın, güzel yurdumuzun layık olduğu yönetim biçimine kavuşmasının sevinç ve coşkusunu yüreğimizde, beynimizde hissederek kutlamamız gerektiğine inanıyorum. Çünkü Cumhuriyet’in getirdiği yenilikleri, bize sunduğu nimetleri hergün,her yerde, yaşamımızın her alanında yaşıyor ve hissediyoruz. Cumhuriyet ümmetlikten ulusa, kölelikten özgür birey olmaya geçiştir. Şu anda burada rahatça toplanmamız gibi, mecliste bir yasa çıkartır gibi yada yeni bir iş kurmak kadar kolay, sakin bir geçiş olmamıştır bu. Halen değişim ve dönüşüm devam etmektedir. Ulusça, genci, yaşlısı, çocuğu, kadını, erkeği, hastası, yatalağı, herkesin maddi ve manevi tüm varlığı ile bir dayanışma içerisinde, her şeylerini sonuna kadar bu uğurda tüketip bizim rahat yaşayabilmemiz için canlarını verdikleri uzun ve zorlu bir savaşın sonunda kurulmuştur Cumhuriyet. Ancak kurumsallaşması, yerleşip benimsenmesi, sindirilmesi Zaman almıştır ve alacaktır. Bu durumu, gidişi elbette geriye çevirmek isteyenler vardır ve olacaktır. Bunlarla mücadele edebilmek için okullarımız, eğitim en önemli ve gerekli olan bir cephedir, siperdir. Cumhuriyet toplumsal yaşantımıza bir kavram olarak değil, bit ölüm kalım dayatması, bir yaşam biçimi ve süreci olarak girmiştir. Kaynağını ulusal kurtuluş savaşından alan köklü bir devrim olgusudur. 1919 yılında başladığını kabul ettiğimiz Ulusal Kurtuluş Savaşı boyunca savaşın önderinin kafasında bir giz olarak taşınan Cum huriyet, padişahsız, halifesiz, diktatörüz, kapitalizme, emperyalizme karşı savaşılarak kaza nılmıştır. Cumhuriyet yönetimi namuslu, dürüst, çalışkan, vatansever insanlar yetiştirmeyi amaçlar. Onun yetiştirdiği insanlar bir şeyi emeklerinin karşılığında hak ederek elde eder ler. Çalışmadan, emek sarf etmeden kazananlar cumhuriyetin yetiştirdiği evlatları değildir bu vatanın. Gücünü halktan alan, halka dayanan bir yönetim biçimi olan cumhuriyeti, kur mak, kollamak ve geliştirmek halka, özellikle Cumhuriyetin kölelikten, ikinci sınıf vatandaş olmaktan, hatta hiç vatandaş olamamaktan insan sayılmamaktan kurtardığı kadınlara, emanet edilen gençlere, öğretmenlere düşmektedir. Cumhuriyet barışçıdır; zorunlu olmadıkça ve ulusal kurtuluşa, barışa hizmet etme Dikçe savaşa karşıdır. Cumhuriyet eşitlikçidir; din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmez. Cumhuriyet laiktir; din işlerini devlet işlerine karıştırmaz. Cumhuriyet halkçıdır; gücünü halktan alır. Cumhuriyet ilerici, gelişmeci, aydınlanmacı ve bilimden yanadır. Hurafeye, teolojiye prim vermez. İnsanların önüne set çekip onların gelişimini engellemez. Aksine gelişebilmeleri için destekler, olanaklar sunar, yeni ufuklar açar. Böylesi bir yönetimi bizlere armağan eden Kurtuluş Savaşı’nın adsız neferlerine, yöneticilerine, Cumhuriyetin kuruluşunda emeği geçen herkese teşekkür edip, Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ile anarak konuşmamı bitirirken hepinize de Cumhuriyeti yaşatma ve geliştirme görevini bir daha bu olanaktan yararlanarak anımsatmak istiyorum. Cumhuriyet hepimizden özellikle öğretmenlerden kuruluş aşamasında olduğu gibi, gelişme,korunma aşamasında da görev ve fedakârlık bekliyor. Hürdoğan AYDOĞDU Not: 2004 yılında görevli olduğum okulda 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlama etkinliğinde yaptığım konuşma metnidir.