EKONOMİ TIKIRINDA!
- huraydogdu
- 4 Şub 2023
- 3 dakikada okunur
ÜLKEMİZDE EKONOMİK KRİZİN İNSAN RUHUNA YANSIMALARI
Hürdoğan Aydoğdu
Ülkemiz insanı yıllardır krizle içi içe yaşıyor. Yani zaten hiç düze çıkamadı. Her 8-10 yılda bir ortaya çıkan ekonomik krizler,doğal afetler, terör, ayyuka çıkan yolsuzluklar ve ülkemizin çevresini saran savaşlar…. Bütün bunlar halkımızı her tür krize karşı bir yandan güçlendirip, her koşulda ayakta durma yetisini artırırken, bir yandan da güven duygusunu yok etmektedir. Gerçektende krizlere bizim kadar dayanıklı bir başka ülke, sanırım yoktur. Kurtuluş Savaşı’ndan başlayarak günümüze kadar, hemen hemen aralıksız süren bu mücadeleden, halkımız ezilse de , yorulsa da ,bıksa da, kimi zaman aç, susuz ve soğukta kalsa da vazgeçmedi .Direndi.
Şimdi sadece ülkemiz değil, tüm dünya çok ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya. Krizler insanların ruhsal dünyasını sanıldığından çok daha fazla etkiler. Her şeyden önce güven duygumuzda ciddi bir sarsılmaya yol açar. Güven duygusu ise ruh sağlığının üzerine oturduğu platformun ana öğesidir. Yani güven duygusunun kaybıyla birlikte sanki toprak ayağımızın altından kayar ve sırayla her şey yavaş yavaş yıkılmaya başlar.
Önce geleceğe ilişkin umutlar etkilenir. Özellikle gençlerde umutların azalması hatta yok olması çok ciddi sorunlara neden olabilir. Derslere olan ilgileri azalır, daha isyankar, daha agresif ve sorumsuz olur, isteseler de kendilerini disipline etmekte zorluk çekerler.. Çalışsalar da, sınıflarını geçseler de, en iyi derecelerle okullarından mezun olsalar da, gelecek onlara asla umut vaad etmemektedir.. Bu durum başta aileleri olmak üzere öğretmenleri ve yakın çevreleri ile ilişkilerinde bozulmaya yol açar. Ekonomik krizin etkisiyle zaten sor durumda olan aileler, gençlerin isteklerini kısıtladıkça bu isyan giderek artar. Bütün bunların sonucu olarak tolum, çok basit nedenlerle ortaya çıkan kavgalar, dövüşler, suç işlemeye eğilimli, kolayca şiddete başvuran insanlarla dolar.
Fotoğraf:Hürdoğan A.
Kriz dönemlerinde tüm dünyada suç işeme eğilimlerinde artış olur, çünkü gelecekten beklentisi azalan insanlar çok daha kolay suç işerler. Cezaevleri ve mahkemeler dolup taşar ve bu işten en karlı çıkan avukatlar olur eğer paralarını alabilirlerse.
Yine kriz dönemlerinde depresif bir ruh hali tüm toluma dalga dalga yayılır. İnsanlar isteksizdir, bezgindir, içlerinde tarif edemedikleri, anlayamadıkları bir korku duygusu vardır. Hangi konuda olursa olsun,kolay kolay karar veremezler. En küçük harcamalar bie insanların kendilerini suçlu hissetmelerine yo açar. Yeni bir iş kurmak şöyle dursun, kenarda ihtiyacının çok üzerinde mal varlığı olanlar bile, yeni bir adım atmaktan ürkerler ve korkarlar, İşte bu krizin psikolojik yönüdür. Çünkü bu gibi ekonomik krizler toplumun her kesimini maddi olarak aynı oranda etkilemez. Kriz nedeniyle işini kaybedenler veya iş bulamayanlar, yeni iş kuranlar, daha önceden dövizle borçlananlar, zaten zor geçinenler veya çok kapsamlı iş yapan büyük iş adamları krizden en çok etkilenenlerdir. Bunların dışında kalan büyükçe bir kesim ise krizin kendisinden çok kriz söylemlerinin psikolojilerini bozması, genel bir güvensizlik ortamı nedeniyle ve belirsizlik ortamı harcamalarını azaltmaya, yeni projelerden vazgeçmeye başlarlar. Yani krizin psikolojik boyutu ekonomik krizi tüm dünyada ikiye katlar.
Bu dönemlerde psikiyatriye başvurularda büyük bir artış görülür.. İşini kaybedenler, iş bulamayanlar, borçlarını ödeyemeyen iş adamlarına kadar, görünürde krizden maddi anlamda belirgin olarak etkilenmemiş kesimlerden de pek çok kişi değişik yakınmalarla psikiyatrik yardım alma ihtiyacı hissederler. Başta depresyon olmak üzere panik ataklar çe çeşitli fobilerde belirgin artış olur. Uykular bozulur, kalp krizi, mide ülseri ve gastrit, barsaklarda kolit, alerjiler gibi psikosomatik hastalıklar yani psikolojik nedenlerle ortaya çıkan bedensel hastalıkların oranında da gözle görülür bir artış olur. Çünkü bu tip hastalıkların en önemli nedeni strestir.
Yine bu dönemde boşanmalar artar çünkü maddi yetersizlikler, gelecek korkuları, insanları tahammülsüz yapar. Cinsel güç ve istekler azalır. O güne kadar eşine hiç elini kaldırmayan erkekler kolayca şiddete başvurabilir. Böyle bir ortamda yaşayan çocuklar ise kolayca tahmin edilebileceği gibi, bundan en çok zarar gören grubu oluşturur. Çocuk ruh sağlığının temel taşı güvenli, sevgi dolu ve sıcak bir ortamdır. Maddi sorunlar nedeniyle giderek gerilen ailede ne güven kalır, ne de sıcaklık. Dolaysıyla küçük çocuklarda olduğu kadar, genç kızlarda ve delikanlılarda da çeşitli ruhsal belirtiler ortaya çıkmaya başlar. Okul başarıları düşer, küçüklerde gece işemeleri, kekemelikler, yemek yememe, sürekli ağlama ve mızmızlanmalar artar.
Kriz zamanlarında insanlar her zamankinden çok daha öfkeli olurlar çünkü kişilerin iç dünyalarını saran korku ve güvensizlik duygusu, dış dünyaya öfke olarak yansız. Böylece suç işleme oranı kadar öfkenin, kişinin kendisine yönelmesiyle intiharlar da artabilir.
Ülkemiz insanı her ne kadar tüm dünyada olduğu gibi ekonomik krizden etkilense de, uzun yıllardır hayal ettiği güven ortamını bir türlü bulamadığı için, kriz bize pek yabancı değildir.
Türkiye bu güne kadar ne krizler yaşadı, ne krizler atlattı. İnsanımız bunu yaşayarak gördü. Yani bizler artık krizlere alıştık. İnsan her şeyden bir kere korkar. Sonrakilerde korku duygusu giderek azalır. Tıpkı korku filmlerinde olduğu gibi. Korku filmini ilk kez seyrederken duyulan dehşet, tekrar tekrar seyredildiğinde giderek azalır hatta kaybolur. Bizler içinde durum böyle.
Ama Avrupa ve Amerika’da yaşayan insanların büyük çoğunluğu krizi unutalı yıllar oldu. Çoğu mükemmel bir güven ortamında dünyaya gözlerini açtılar. Savaşları, yoksullukları, açlığı ve terörü sadece televizyonlarda seyrettiler. Bu kuşak oralarda krizi şimdi yaşayacak. Bizim yıllardır aşina olduğumuz “korku” duygusuyla yeni tanışacaklar ve doğal olarak oralarda kriz insanları sanılandan çok daha fazla etkileyecek.
Bizim ülkemize gelince; krizden hep birlikte korkacağız, uykularımız bozulacak, sabahları endişeli ve keyifsiz kalkacağız, suratlarımız her zamanki gibi asık olacak ama ne yapıp edip bu krizi de atlatacağız. Bunu için için hepimiz biliyoruz..






Yorumlar